FANTASTIC 4




       Böyle filmler şahsen benim pek ilgi alanıma girmez, izlerken uyuklarım hatta ama ne yaparsınız sevenide çok. Aslında fantastik içerikli bir film yapmak kimsenin harcı değil, yapmak isteyenlerde ellerine yüzlerine bulaştırırlar çoğu zaman. Çizgi romanlardaki o ambiansı filmlerde göremeyiz. Sevmeme nedenim aslında bu; layıkıyla yapılmış bir filmin olmaması belkide olmayacak olması (belki Iron Man'ı diğerlerinden bir adım öne koyabilirim).
     Peki fantastik bir film yapılırda hata yapılmaz mı?
     -Çokça!
        İsterseniz onlardan bir kaç tanesini sıralayalım;

Reed, uzay istasyonundayken bilgisayarın önündedir. Bilgisayar, fırtınaya kalan zamanı gerim sayım şeklinde göstermektedir. (Filmlerdeki bu sahnelere de ayrıca gıcığım aslında. "Fırtınaya 9 dakika kaldı", "depreme son gün", "3 vakte kadar sel baskını olacak ahada geri sayıyorum" diyen bilgisayarlar varda biz neden kullanmıyoruz?)
İlk resimde bilgisayar fırtınanın başlangıcına 9 dakika 46 saniye kaldığını gösteriyor. Zaman sayacının yanında birde H2 görüyoruz. (O da neyse artık?) Ama bir sonraki sahnede sayaç 9 dakika 44 saniye kala'yı gösterdiği zaman o H2 ekrandan kaybolmuştur. O nedir, ne işe yarar hangi akla koyulmuştur oraya ve 2 saniye içinde nasıl kaybolmuştur soruları ise muallaktadır hala;




       Doktor Von Doom, Sue'nin yanına gelir. Sue banyodan yeni çıkmış, ıslak saçları ve pijamasıyla seksiliğin dibine dibine vurmuştur. Victor ona bir tişört uzatır giyinmesi için. İlk resimde de göreceğiniz gibi çekmeceden tişörtü aldığında koyu renktedir, ama kamera bir anlığına açı değiştirdiğinde artık açık renkli bir tişörtümüz olmuştur. Ne ala;




       Başka bir sahnede Victor, Ben'le kafede konuşmaktadırlar. Garson kadın Ben'in önüne 25 katlı bir hamburger getirip koyar ve boş tabağı alarak yol alır masadan. İlk resimde getirilen hamburgeri görebilirsiniz. Ancak kamera Victor'un arkasına geçtiğinde hamburgerimizin üzerinde birdenbire artık sahalarımızda görmek istemediğimiz yabancı maddelerden biri belirmiştir;




       Yine Ben'in başrolde olduğu bir sahnedeyiz... Kör kadın bardan ayrılırken Ben'le vedalaşmak için elini yüzüne atar, ama kamera açı değiştirdiğinde kadının elini Ben'in omzunda görürüz;




       Köprünün üzerindeki o heyecanlı sahnede de bir devamlılık hatası var. Sue muazzam gücünü kullanarak ateş topunun vatandaşların üzerine gelmesini engellemek ister ve bunu başarırda. Ancak bu eylem onu yorar, gücünü tüketir burnunun kanamasına yol açar. Fakat aynı sahnede bir kaç saniye sonra ortalık yatışınca Sue'yu gördüğümüzde burnunda ne kanama vardır ne de bir kan izi;




       Bu filmle alakalı son olarak da şunu söylemeliyim; kardeşim portakalı sıkmadan suyunu nasıl çıkarabiliyorsun? :)

0 yorum:

 
back to top